Bir zamanlar, otobanların kalbinde, araçların hızla geçtiği bir yerde Otoban Teyze adında bir kadın yaşardı. Adıyla müsemma olan bu teyze, otobanın yanında bir kulübede tek başına yaşardı. Ancak onun yaşadığı yer, sadece bir kulübe değil, aynı zamanda bir hikayeler diyarıydı.

Otoban Teyze, her gün otobandan geçen araçları izler ve her bir aracın içindeki yolcular hakkında hayaller kurardı. İçlerinden birine en çok hayranlık duyduğunda, onların hikayelerini kendi masallarında canlandırırdı. Kimisi genç bir aşığın öyküsüydü, kimisi macera dolu bir kaçış hikayesi, kimisi de uzak diyarlardan gelen bir yolcunun serüveniydi.

Bir gün, otobandan geçen bir araçta, genç ve meraklı bir kızın varlığını fark etti. Kızın gözlerindeki ışıltı, Teyze'nin dikkatini çekti. Bu kız, adı Melisa olan cesur bir gezgindi. Melisa, bir maceraya atılmıştı ve gitmek istediği yere ulaşmak için otostop çekiyordu.

Otoban Teyze, Melisa'nın içindeki ateşi ve merakı hissetti. Onun hikayesini duymak istediğini biliyordu. Hemen yanındaki kocaman bir kitap açtı ve içinden en sevdiği hikayeyi çıkardı: "Yıldızların Ardındaki Yolculuk".

Melisa'ya doğru ilerledi ve ona masal anlatmaya başladı. Melisa, Teyze'nin anlattığı hikayenin büyüsüne kapıldı. Onun kelimeleriyle, dünyalar arası bir yolculuğa çıktılar. Yıldızlar arasında dolaşırken, Melisa cesaretini ve kararlılığını buldu.